ELAZIĞ MADEN İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

2018-2019 EĞİTİM ÖĞRETİM DKAB ÖĞRETMENLERİ GELİŞİM EYLEM PROGRAMI ARALIK AYI TOPLANTISI

2018-2019 EĞİTİM ÖĞRETİM DKAB ÖĞRETMENLERİ GELİŞİM EYLEM PROGRAMI ARALIK AYI TOPLANTISI

 

ARALIK AYI TUTANAĞI

2018-2019 EĞİTİM ÖĞRETİM DKAB ÖĞRETMENLERİ GELİŞİM EYLEM PROGRAMI

 

 

       ELAZIĞ İli Maden İlçesi DKAB Öğretmenleri olarak Yalçın GÜLER Başkanlığında toplanarak komisyon üyeleri Serhat ÖZTÜRK, Ömer KÖÇER, Münire GÜL , Mehmet Rıza AKBULUT ve Koordinatör Merve KAPLAN ile birlikte, KUR’ÂN-I KERÎM EĞİTİMİNDE ÖĞRETMENİN YERİ ve KUR’ÂN ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ  konusu NAZİF YILMAZ’ın makalesi ve bu konuda yapılmış farklı kaynaklar da irdelenerek yapılan çalışma tutanakla kayıt altına alınmıştır.

          Kur’ân öğretimi, alanın uzmanları tarafından teorik ve pratik eğitim şeklinde ikiye ayrılmıştır. Esasen bu ayrım, Kur’ân eğitiminin bölümlerini, farklı seviyelerini gösteren bir mahiyet arz etmemektedir. Bu ayrımın temel amacı, Kur’ân eğitiminin temel özelliklerine vurgu yapmaktır. Buna göre Kur’ân eğitiminin teorik/kitabî bilgilerini kişiler büyük oranda çalışarak/araştırarak kendileri edinebilmektedir. Meselâ harflerin her birinin mahrecinin neresi olduğu, sıfatların sayısı ve özelliklerinin neler olduğu konusu ile tecvidin diğer konuları kitaplardan öğrenilebilmektedir.

Kur’ân tilâvetiyle ilgili birtakım bilgilerin teorik olarak öğrenilmesinin yanı sıra bu bilgilerin pratikte nasıl uygulanacağı meselesi kişinin tek başına üstesinden gelebileceği bir konudeğildir.Zira“ض”harfininmahrecinivesıfatlarınıkitaplardanöğrenenbirkişinin,sadece okuduklarından hareketle, söz konusu harfin sesini doğru bir şekilde telaffuz etmesi mümkün gözükmemektedir. Sadece harflerin telaffuzunda değil, aynı zamanda tecvîd ilminin diğer konularının nasıl uygulandığını da kişiler tek başlarına öğrenememektedirler. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’in usulüne uygun olarak tilâvet edilebilmesi, ancak usta-çırak ilişkisi çerçevesinde öğrenilebilen bir özellik arz etmektedir. Bu nedenle Kur’ân eğitiminin merkezinde Kur’ân hocası/öğretmeni bulunmaktadır.

İnsanoğlu eğitilip geliştirilmeye yatkın bir varlık olarak yaratılmıştır. Yüce Yaratıcı, insanın kendisini geliştirip maddi ve manevi yönlerden terakki etmesini murad etmiştir. O, bu çerçevedeinsanlarapeygamberlergöndermiş,kendisinetemelinsanîdeğerleriniöğretmesiiçin insanı bir anne-babadan yaratmış ve nihayet daha üstün bir terakkiye vesile olması açısından onu sosyal bir varlıkkılmıştır.1

 

KUR’AN-I KERÎM EĞİTİMİ

 

 Kur’an-ı Kerim, tüm insanlığa gönderilen bir hayat kılavuzu, kendisine tutunanları hayra ve cennete götüren “Allah’ın sağlam ipi”, ferdî ve ictimâî hastalıklarımızın şifâ reçetesidir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim ile insana değer vermiş ve ona hitâb etmiştir. İnsanoğlu, Kur’an’ı okuduğu ve anladığı sürece Rabbinin kendisine olan hitâbını duyacaktır. İlâhî Hitâb’a gönül veren bir Müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifesini beş maddede özetleyebiliriz: Öğrenmek, okumak, anlamak, yaşamak ve öğretmek.

 

Kur’an’la muhatab olan her insanın ilk vazifesi onu öğrenmek ve okumaktır. Kur’an’ı öğrenme süreci Sevgili Peygamberimize inen ilk ayetlerle başlamış ve hâlen de devam etmektedir. Kur’an öğrenmek ve okumak başlı başına bir ibadettir. Kur’an’ı dinlemek gönüllere şifa verir. Kur’an-ı Kerim, fıtrî ve tabii bir sesle okunduğunda ruhları coşturan bir etkiye sahiptir. Okunduğu zaman Kur’an’a kulak vermek ve dinlemek farzdır. Kur’an okunmadan namaz kılmak mümkün değildir. Namazda okuyacak kadar Kur’an bilmek de farzdır. Kur’an’ı anlamak, yaşamak ve anlatmak ise hayatın olmazsa olmazı ve gâyesidir.

Kur’an-ı Kerim, Arapça bir kitaptır. Onun metninin doğru bir şekilde okunabilmesi için öncelikle Arap alfabesinin öğrenilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’in, diğer Arapça metinlerden farklı olarak kendine özgü bir okunma biçimi vardır. Bu sebeple Asr-ı saadetten itibaren Müslümanlar Kur’an’ın indirildiği gibi en doğru şekilde okunmasına ve sonraki nesillere aktarılmasına özel bir önem vermişlerdir.

Kur’an’la tanışmanın ilk adımı onu öğrenmek olarak gerçekleşir. Kur’an’ı indiren Yüce Rabbimiz onun öğrenilmesinin, okunmasının, ezberlenmesinin ve anlaşılmasının kolaylaştırıldığını belirtmiş ve bunu kullarına aşağıdaki ayetlerle müjdelemiştir:

“Andolsun biz Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?” (Kamer Sûresi, 17, 22, 32 ve 40. ayetler)

“Belki onlar öğüt alıp-düşünürler diye, biz Kur’an’ı senin dilinle kolaylaştırdık” (Duhân Sûresi, 58. ayet)

Ülkemizde din eğitimi alanında yeni bir dönem başladı. Ortaokul ve liselerde isteğe bağlı seçmeli olarak Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı dersleri okutuluyor. Bu süreçte her iki dersin öğretmenlerine önemli görevler düşmektedir. Bu derslerin öğretmenleri Kur’an-ı Kerim’in okunuşu ve öğretilmesi ile ilgili ilkeleri, metotları, teknikleri ve kuralları, uygulamalı bir biçimde öğrenmeli, Kur’an-ı Kerim’i doğru ve güzel okumalı ve öğretmelidirler.

Kur’an-ı Kerim öğretmeni en başta icracı, yani teorik bilgileri bir taraftan öğretirken diğer taraftan onları en doğru ve en güzel biçimde seslendirmek suretiyle uygulayıcı konumundadır. Kur’an öğretmeni ayetleri oluşturan harfleri, kelimeleri ve cümleleri bizzat okuyarak, gerektiğinde tekrar yaparak Kur’an dersini hem nazari hem de tatbiki bir çerçevede yürüten bir eğiticidir. Bu nedenle iyi bir Kur’an eğitimi için seçilecek hocanın okutuculuğu yanında okuyuculuk özelliği de olmalıdır. Kur’an eğitim ve öğretiminde başarı mevzuat ya da müfredatta değil, Kur’an öğretmeninin ehliyetinde aranmalıdır.2

Kur’an öğretmeninin ehliyeti, öncelikle alan bilgisinin ve okuma becerisinin iyi olmasını gerektirir. Sonra da sahip olduğu bu bilgi ve beceriyi en güzel yöntemlerle öğrencilerine kazandırabilmesi şarttır. Kur’an dersinde verimliliği artırmak için ders hocasının kalitesi, vasıflılığı, yetişmişliği ve yenilikleri takip ederek gelişmiş metotları kullanması önemli rol oynamaktadır.  Kur’an’ı çok güzel okuyan her insan, Kur’an’ı çok güzel öğretebilir diye bir kural yoktur.

Kur’an kıraati ve sesi güzel olan nice insanlar vardır ki istenilen düzeyde bir Kur’an eğitimi verememektedirler. Fakat orta düzeyde ses ve kıraata sahip olan ya da ses güzelliği olmadığı halde harflerin mahreç ve telaffuzlarını çok iyi uygulayan, tecvitli okuyuşu mükemmel olan bir çok öğretici / hoca/ öğretmen iyi bir Kur’an eğitimi verebilmektedir. Bunun temel sebebi, taklîdî de olsa öğretmenin öğretim metotlarını iyi bilmesinden ve uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Şunu da hatırlatalım ki, Kur’an-ı Kerim eğitimi, hoca merkezli bir eğitimdir. Kimse bir hocanın kendisinden ya da sesinden duymadan Kur’an okumayı doğru bir şekilde öğrenemez ya da okuyamaz. Kur’an okuma bilgisi ve becerisinin kazandırılmasında “Fem-i Muhsin” (iyi bir okuyucu) olarak tarif edilen kârî ve mukrî (okuyucu ve okutucu) vasfına sahip iyi bir hocanın olması şarttır.

Biz bu yazımızda Kur’an öğretiminin olmazsa olmazları diyebileceğimiz temel ilkelerinden başlayarak bu dersin özel öğretim metotlarını ana hatlarıyla açıklamaya çalışacağız.

KUR’AN ÖĞRETİMİNDE TEMEL İLKELER

Eğitimdeki temel ilkelerin yanı sıra Kur’an öğretimine has bazı ilkeler vardır. Her şeyden önce Kur’an’ın Allah kelamı olması, onun öğrenilmesi ve öğretilmesinin ibadet olmasını sağlamaktadır. Kur’an öğretiminin dini bir yönü ve bağlayıcılığı vardır. Onun öğretim ve öğreniminin kural ve ilkeleri çağdaş eğitim normlarından önce, şer’î hükümlere boyun eğmiştir.3 Kur’an öğretiminin temel ilkelerini (olmazsa olmazlarını) maddeler halinde sıralayalım:

1. İhlas: Kur’an öğretiminde temel ilke ihlas ve samimiyettir. Öğretmen Allah’ın kelamını öğrettiğini düşünerek ibadet bilinciyle hareket etmelidir. Öğretim ve öğrenimdeki beklentilerin en üst seviyede gerçekleşmesi için öğretmen ve öğrencilerin ihlaslı ve samimi olması gerekir. Kur’an öğrenme ve öğretimi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, O’nun kitabını anlamak, öğrenmek ve öğretmek gayesiyle yapılmalıdır. “Sizin en hayırlılarınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir”4 hadis-i şerifinin sırrına mazhar olmak gayreti olmalıdır.

2. Bir Üstaddan Öğrenmek: Kur’an kıraatinde sözlü nakil esastır. Mushaflarda yazılı olan kelam-ı ilâhî’nin tecvidli olarak okunabilmesi, öğrenilmesi ve öğretilmesi ancak ağız (müşâfehe) yoluyla mümkündür. Dolayısıyla Kur’an öğretimi kitâbî olmayıp telakkî yoluyla olmaktadır. Mutlaka bir üstaddan; fem-i muhsin’den ahzetmek gerekir. Cebrail (a.s.), Kur’an’ı telakki yoluyla Allah’tan aldığı gibi Peygamberimize öğretmiş; Peygamberimiz de onu yine telakkî yoluyla kendisine öğretildiği şekliyle ashabına okumuştur. Kur’an’ın öğretildiği şekliyle alınmasını emreden ayet-i kerimenin meali şöyledir: “Kur’an’ı sana okuduğumuzda, sen (yalnızca) onun okunuşuna uy, takip et”5 Peygamberimiz’in “Kur’an’ı indirildiği gibi tatlı ve hoş bir şekilde okumak isteyen Abdullah b. Mes’ûd gibi okusun”6 benzer hadisleri de Kur’an’ı bir fem-i muhsin’den öğrenmek gerektiğine işaret etmektedir.

3. Tecvidli Okumak: Kur’an tertil üzerine indirilmiştir.7 Allah Teâlâ “Kur’an’ı tertil üzere oku!”8 emriyle Peygamberimize ve onun şahsında bütün Müslümanlara bir sorumluluk yüklemiştir. “Tertil” kelimseini Hz. Ali (r.a.), “harflerin mahreçlerinden doğru telaffuz edilmesi ve tilâvet esnâsında durulacak yerlerin iyi bilinmesi” olarak açıklamıştır.9 Bahsi geçen tertil ancak tecvid ilmînin öğrenilmesi ve uygulanması ile mümkündür. Tecvid ise, Kur’an-ı Kerim’i doğru ve güzel okuma kurallarını içeren bir ilimdir. Tecvid ilminin amacı Kur’an’ın indirildiği şekilde okunmasını sağlamaktır. Tecvid ilmine riâyet ederek Kur’an okuyan kimse, Kur’an’ı Arapça’nın fonetiğine uygun bir ses âhengiyle doğru ve güzel okur. Hatalı ve yanlış okuyuşlardan korunmuş olur.

4. Harflerin Doğru Telaffuz Edilmesi: Kur’an-ı Kerim sûrelerden, sûreler âyetlerden, âyetler ise kelimelerden oluşmaktadır. İlâhî kelâmın en küçük birimi harflerdir. Bu harflerin mahreçlerini bilmek ve her bir harfin hakkını vererek mahrecinden telaffuz etmek Kur’an Kıraatinin olmazsa olmazıdır. Ana dili Arapça olmayan insanlar için bu durum daha da ayrı bir ehemmiyet arz etmektedir. Kur’an harflerinin doğu seslendirilmesi ve telaffuzu tilâvetin esasıdır. Kur’an öğretiminde ses eğitimi de diyebileceğimiz mahreç çalışması veya tashih-i hurûf çalışması özenle yerine getirilmelidir. Tashih-i hurûf çalışması olmaksızın Kur’an öğretmek veya öğrenmek sağlam olmayan tuğlalarla ev yapmaya benzer. Bir başka ifadeyle harflerin mahreçlerinden doğru telaffuzu vücudun sağlam hücrelerden teşekkülü gibidir. Kur’an öğretiminde başlangıçta ve uygun zaman dilimlerinde bütün harfler, harekeli, cezimli, şeddeli ve medli olarak tek tek telaffuz edilmelidir.

5. Tedebbür ve Tefekkür Merkezli Öğretim: Kur’an öğrenmekten, okumaktan ve öğretmekten gaye onun anlaşılmasıdır. Kur’an öğretiminde temel ilke, lafız ve mânâ bütünlüğünü dikkate alarak bir öğretim yaklaşımı uygulamaktır. Ayet-i kerimede “Bu Kur’an çok mübârek bir kitapdır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve aklı selim sahipleri öğüt alsınlar”10 buyrulmaktadır. Bir başka ayette de “Onlar Kur’an’ı dü­şünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?” buyrularak Kur’an üzerinde tefekkür ve tedebbür emredilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Kur’a öğreniminde ve öğretiminde beş temel hedef gözetilmelidir. Bu hedefler: Öğrenmek, okumak, anlamak, yaşamak ve öğretmektir. Kur’an öğretiminde bu beş temel hedeften biri olan “anlamak” üzerine planlamalar yapılmalı, derslerde okunan sure ve ayetlerin muhtevâsını hazmettirmek ve öğretmek de planlanmalıdır.

Dipnotlar: 1) Çollak, Fatih, Kur’an-ı Kerim Dersi Müfredatı ve Öğretim Teknikleri, İmam Hatip Liselerinde Eğitim ve Öğretim, Dem Yayınları, İstanbul, 2005, s. 133-134. 2) Hasan, Ömer Halil, (çev.Yusuf Alemdar), Kur’an-ı Kerim Öğretimi, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. VIII/1, s. 261-291, Haziran, 2004, Sivas. 3) Buhârî, Fezâilü’l-Kur’an, 21. 4) Kıyâmet Sûresi, 18. âyet. 5) Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.I, s.26. 6) Furkan Sûresi, 32. âyet. 7) Müzzemmil Sûresi, 4. âyet. 8) İbn Cezerî, en-Neşr fî kıraati’l-Aşr, c.I, s. 29. 9) Sâd Sûresi, 29. âyet.

Sevgi Temelli Yaklaşım

Kur’an okumaya eûze-besmele ile başlanır. Bir sûre hariç Kur’an’ın bütün sûreleri besmele ile başlamaktadır. Besmelede Allah Teâlâ’nın “Rahmân” ve “Rahîm” sıfatlarının geçmesi, Rahmân Sûresinin ilk iki ayetinde “Rahmân olan Allah, Kur’an’ı öğretti” buyrulması, Kur’an eğitim ve öğretiminde merhamet, şefkat ve sevgi temelli bir eğitim anlayışı ile öğrencilere yaklaşılması hususunda önemli bir işarettir. Bu sebeple Kur’an öğretiminde öncelik dersin ve hocanın sevdirilmesine verilmelidir. Hocasını ve dersini seven öğrenci severek öğrenecek ve derslere ilgi gösterecektir. Bunun için de kolaylaştırmak, merhametli olmak ve yumuşak davranmak esastır. Öğretmen baskıcı, kaba ve sert olmamalıdır. Öğrencileri korkutmadan, nefret ettirmeden, onların derse ilgisini çekecek ve öğretmene ülfet etmelerini sağlayacak bir yaklaşım sergilemelidir. Öğrencilerin ilgi ve kabiliyetleri göz önünde bulundurularak kolaylaştırmak esas alınmalıdır. İstenilen düzeyde okuyamadılar diye gönülleri incitilmemeli, bazı şeyler zamana bırakılmalıdır.

2 Uyarı

Öğretmenlerin, derslerin özel öğretim yöntem ve tekniklerini istenen düzeyde biliyor olmamaları, alan bilgilerindeki ve uygulamalarındaki eksiklikleri, öğrencilerin yaş ve algı seviyelerine göre öğretim yapamamaları da önemli problemlerden biridir. Özellikle, ortaokul 5. sınıfların seçmeli derslerine giren öğretmenlerin çocukların dilinden iyi anlaması, farklı ve zevkli öğretim etkinliklerini, eğitim araç-gereçlerini kullanması gerekmektedir. İlahiyat fakültelerinde bu yaşlardaki çocukların özelliklerini merkeze alan bir eğitim verilmediği için öğretmenlerimiz çok zorluk çekebilirler. Bunu en kısa zamanda telafi edecek çalışmalar yapılmalı ve öğretmenler kaliteli ve verimli programları içeren hizmetiçi eğitimlere alınmalıdır. Bazı illerde Milli Eğitim Müdürlüklerinin bu mânâda güzel çalışmalar yaptıkları da güzel gelişmelerdendir.

Öğretmen, veli ve öğrencilerin bilmesi ve dikkat etmesi gereken önemli bir husus da seçmeli derslerde bilgi tekrarlarına düşülmemesi, aynı bilgilerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Seçmeli Dersler ve İHL Meslek Dersleri’nde tekrar tekrar verilerek öğrencilerin ilgisizliğine sebep olunmamasıdır. Öğretilecek bilgiler sınıf seviyelerine göre, öğretim programları da birbirini tamamlayacak şekilde planlanmalıdır.

-  Dinimiz İslam’ı ve Yüce Kitabımız Kur’an’ı öğrettiğinizi düşünerek heyecanınızı ve şevkinizi canlı tutunuz.Sınıfın kapısından girerken güler yüzle ve neşeyle giriniz.

Sizi gören öğrencileriniz yüzünüzdeki neşeyi fark etsinler. Sizi sevsinler ve sevinsinler. Öğrencilerinize surat asarak veya sinirlenerek hiçbir sorununuzu çözemeyeceğinizi unutmayınız.

-  Din eğitiminde gönüllülük esastır ve berekete vesiledir, unutmayınız. Bir başka açıdan baktığımızda ise kendinizi Allah rızası için çalışan gönüllü, çocukları da okula gelmekle görevli olarak düşünebilirsiniz. Gerçekte durum bundan farklıdır. Aslında dinen, siz görevlisiniz, çocuklar gönüllüdürler.

-  Öğrencilerinizle aranıza mesafe koymayınız. Kendi öğrenciliğinizi düşünerek onlardan sizin gibi öğrenci olmalarını beklemeyiniz.

-  Otoriter bir öğretici değil, öğrencilerinin sorunlarıyla ilgilenen ve onlara yol gösteren rehber bir hoca ve öğretici olunuz. Öğrencilerinizin duygularını anlamaya çalışınız ve onlarla bütünleşiniz. Onları dinleyiniz. Özel problemlerine zaman ayırınız.

-  Sabırlı ve hoş görülü olmak iki temel prensibiniz olsun. Bu iki prensip olunca öğretilemeyecek şeyin kalmadığını unutmayınız.

-  kendi çocuğunuzun nasıl bir öğreticiden ders görmesini istiyorsanız siz de öyle bir öğretici olmaya çalışınız.

-  Öğrencilerinizin psikolojisini ve yaşlarının getirdiği özellikleri biliniz ve bunun için kitap ve makaleler okuyunuz.

-  Bu eğitimi veren meslektaşlarınızla birlikte çalışmayı ve eğitim istişareleri yapmayı asla ihmal etmeyiniz. Onlarla bilgi, birikim ve tecrübelerinizi paylaşınız. Sizdeki güzel bilgi ve metotları onlara anlatınız. Onlardaki yeni metotları da siz alınız. Tecrübelerin paylaşımından ve birikiminden kalitenin geldiğini unutmayınız. Takım çalışmasına açık olunuz.

-  Size her konuda destek verecek, bir anlamda eliniz ayağınız olacak, öğrencilere ağabeylik ve ablalık yapabilecek bir öğrenci grubunuz olsun ve bazı hususları onlarla istişare ediniz. Onlara yapabilecekleri görevler veriniz. Yardım ve desteğini aldığınız bu öğrencilerle özel toplantılar yaparak, dersteki eğitimin daha sağlıklı nasıl gideceğini, arkadaşlarıyla ilişkilerinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini paylaşınız.

-  Öncelikle öğrencilerin Kur’an okumaya geçmeleri için gayret edilmelidir. Bilen öğrenciler bilmeyenlere yardımcı olarak kısa sürede bütün öğrencilerin Kur’an okuyabilecek seviyeye gelmesine çalışınız.

-  Kur’an okuma düzeylerine göre mutlaka seviye tespit sınavına alınız. Öğrencileri sınıflara, kurlara ve gruplara ayırırken yaş ve bilgi düzeylerini, anlayış seviyelerini dikkate alınız.

-  Eğitim süresinde veli toplantısı yaparak çocukların devamı ve derslere ilgisini v.s. konuları görüşünüz. Toplantıya velilerin katılımını sağlamak için özel çalışmalar yapınız.

-  Dönem ortasında, öğrencilerin beklentilerini öğrenmek, durum tespiti yapmak ve daha kaliteli eğitim yapmak için öğrencilerinizin görüşlerini alabileceğiniz bir anket çalışması yapınız.

-  Dersi derste öğretme prensibine dikkat ediniz. Öğrencilerinizin sınıfta ders çalışmalarına yardımcı olunuz.

-  Öğrenmenin yolu sevgiyle başlar. Öğretmek değil, sevdirmek prensibinden yola çıkınız.

-  Arada bir gönülden, samimi sohbetler yapmayı da unutmayınız. Hikayelerle, örneklerle ve güzel sözlerle anlattığınız şeyleri zenginleştiriniz

-  Öğrencilerinize karşı alçakgönüllü, sevecen ve fedakar olunuz. Fedakarlık göstermeden iyi bir sonuç alamayacağınızı unutmayınız. Onlara birer abi ve abla gibi olunuz.

-  Öğretirken Peygamberimizin tavsiyelerini unutmayınız : “Öğretiniz kırıcı olmayınız, öğretenler kırıcı olanlardan hayırlıdır.” “Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz”

-  Problemli öğrencilerle özel görüşmeler yapınız. Problemlerin çözümü konusunda kendilerinin fikirlerini alınız ve uygulayınız. Bir de onları meşgul edecek görevler veriniz. Hatalı davranışlarını affederek ve yumuşak davranarak çözmenin daha kolay olduğunu unutmayınız.

 

 

KOMİSYON ÜYELERİ

    SERHAT ÖZTÜRK                       ÖMER KÖÇER                                                     MÜNİRE GÜL                                                                                                 MERVE KAPLAN

            ÜYE                                           ÜYE                                                              ÜYE                                                                                                                 ÜYE

 

 

KOMİSYON BAŞKANI

YALÇIN GÜLER

 

 

 

 

Camii Kebir Mahallesi Ziya Gökalp Caddesi Eski Askerlik Şubesi Binası Maden/ELAZIĞ - 0 424 441 21 08

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.