Tarihi
1567
09:07
07.08.2024

BAKIR MADEN

               İnsanoğlunun varoluş sürecinden  bugüne kadar geçen dönemde, en anlamlı hadiselerin yaşadığı Erganimadeni  Hinterlandı´nın merkezi olan Maden (Amadani), dağlarında bulunan bakır  madeninin tanınışıyla beraber yüzyıllar boyu bir çok kavmin uğrak yeri olmuş,  kültür ve medeniyetin doğmasına zemin hazırlamıştır. Bu yargı Kutsal kitaplarda  işaret edilmekle birlikte tüm bilim dünyası tarafından da kabul görmektedir.  ilk kez ABD´li doğubilimci ve arkeolog James Nery Breasted tarafından tanımı  yapılan Bereketli Hilal bölgesinin zirvesinde de Erganimadeni Hinterlandı yer  almaktadır.                İlk bakışta yerleşime uygun  görünmeyen bu dağlık coğrafyada; Çayönü Hilar Mağaraları´nda yapılan arkeolojik  araştırmalar sonucunda M.Ö. 7250 yıllarına ait yerleşik yaşamın izleri  bulunmuştur. Bakır eşyaların ortaya çıktığı Hilar Mağaraları; Hinterlandın tek  bakır yatağı olan Maden´e kuşbakışı 18 Km uzaklıktadır. Ayrıca Gezin Höyüğü´nde  yapılan araştırmalarda da Neolitik Çağ ve Kalkolitik (Bakır) Çağ´a ait kalıntılar  bulunmuştur. Bu veriler ışığında Erganimadeni Hinterlandı´nın merkezi ve  varoluş sebebi olan Maden´in, tespit edilebilen 10.000 yıllık bir medeniyet  geçmişinin olduğunu aşikardır.                Maden toprakları mevcut verilere  göre; M.Ö. 3000´lerde Hurrilerin, M.Ö. 2750´ye doğru Sümer-Akkad  İmparatorluğunun, M.Ö. 1250´de Hurri-Mitanni Krallıklarını yıkan Asurluların  daha sonrada Makedonya egemenliğinin sınırları içerisinde yer aldı. İskenderin  ölümünden sonra Selovkoslar, Partlar ve Romalılar arasında el değiştirmiştir.  Sonraki dönemlerde Araplarla Bizanslılar arasında bir çok kez el değiştiren  yöre M.S. 1240´ta Anadolu Selçukluları´nın yönetimine girdi. Anadolu  Selçukluları´nın çöküşünden sonrada bundan istifade eden Timur, 1402 yılında  Yıldırım Bayezid ile yaptığı Ankara Savaşını kazanarak Anadolu´yu yönetimine  aldı. Aldığı toprakları da kendisine sığınan Anadolu beyliklerine geri verdi.  Anadolu seferinde kendisine öncülük eden Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey´e de bu  hizmetine karşılık Diyarbakır ve civar bölgesini verdi. Kutlu Bey´in oğlu Kara  Yüllük Osman Bey´de Timur´un izniyle Diyarbakır´da Beyliğini ilan etti(1402).  Böylece Maden toprakları da 1402-1507 yılları arasında Akkoyunlu Devleti´nin  sınırları içerisinde yer aldı. 16. Yüzyılın başlarında ise Akkoyunlu Devletine  son veren Safevi Hükümdarı Şah İsmail, 1507 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Musullu  Emir Bey´den Diyarbakır´ı teslim aldıysa da bölgede muktedir olamadı. 1514´te  Çaldıran Savaşını kaybetmesiyle de bölgeyi Osmanlı Devletine terk etti. 24  Ağustos 1514 tarihinde Çaldıran Savaşı´yla Şah İsmail´i yenilgiye uğratan Yavuz  Sultan Selim, 1515´de halk arasında Fatih Paşa olarak anılan Bıyıklı Mehmed  Paşa´yı bölgenin fethine göndermiş ve başta Diyarbakır ve Harput olmak üzere  Maden topraklarını da Osmanlı sınırlarına katmıştır.                Erganimadeni Hinterlandı´nın merkezi  sayılan Maden´in, Osmanlı egemenliğine kadar şu anki yerleşkelerinde büyük  ölçekli şehirleşme gerçekleşmemiş ve daha çok bir maden ocağı şeklinde  kullanılmıştır. Mihrap Dağı´nın engebeli olmasının yarattığı yerleşim  sıkıntılarına ek olarak zengin maden yatakları yüzünden sürekli saldırıların  vukuu bulması da bir güvenlik sorunu oluşturmuş ve şehirleşmenin tam olarak  gerçekleşmemesinde etkili olmuştur. Hinterlandın düzlüklerinde yaşayan  kabileler, işledikleri bakırı/altını elde ettikten sonra geri dönmeyi tercih  etmişlerdir. Hilar Mağaraları´ndaki buluntular bu doğrultudaki tezleri oldukça  desteklemektedir. Bu dönemlere kadar Amadani (Erganimadeni) olarak bilinen ve  Mihrap Dağı´nın sarp eteklerinde yer alan Maden´de şehirleşme ancak Osmanlı  egemenliğinden sonra Arpameydanı olarak bilinen yerin kuzeybatısında  başlamıştır.                Tarih sürecinde yer alan önemli  imparatorlukların zenginlik kaynağı ve darphanesi olan Maden, Osmanlı  idaresinde de bu misyonunu sürdürmüştür ve Osmanlı yönetiminin de özel ilgisini  gören merkezlerden biri olmuştur. Bakır cevherinden hızla yararlanabilmek  içinde, Maden Emirleri denetimindeki madenciler, mevcut yerleşkelere iskan  ettirilmişlerdir. Tazminat dönemine kadar bir küçük bir köy ve bakır/altın  ocağı özelliği taşıyan Maden, bu döneme kadar Maden Emini denilen, Anadolu ve  Rumeli´de işletilen madenlerin yönetiminden sorumlu kişilerce yönetilmiştir.  İstanbul Darphane Emini tarafından atanan Maden Eminleri, genellikle emekliye  ayrılmış sipahi veya sipahizadelerden, bakır ve gümüş madenlerinden anlayanlar  arasından seçilirdi. Bunlar görevlendirildikleri madenin işletilmesinden, elde  edilen cevherin darphanelere, tophanelere gönderilmesinden veya cevher  atıklarının verilen emirlere göre satışlarından sorumlu idiler. Madenlerde  çalışanların kendi aralarında çıkan davaları da Maden Eminleri görürdü. Maden  Eminleri Tanzimat Dönemi´ne kadar devam etmiş, bu tarihten sonra madenlerin  denetiminde yeni düzenlemeler getirilmiştir. 3 Kasım 1839´da ilan edilen  Tanzimat Fermanı ile devlet idaresindeki köklü değişikliklere paralel olarak  madenlerin denetimindeki yeni düzenlemeler, Maden´de de yeni bir dönemin  sayfasını açmıştır. Yapılan düzenlemeler mevcut iskanı genişletmiş, nüfusu  artırmış ve Maden´i sosyo-kültürel hayatı ve ekonomisi canlı bir şehir haline  getirmiştir. Diyarbekir vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza merkezi haline  getirilen Maden, 1883 yılına kadar da Kaymakamlar tarafından yönetilmiştir.  Gelişimini hızla devam ettiren Maden, 1883 yılında ise Diyarbekir vilayetine  bağlı ve sınırları Urfa´dan, Erzurum´a kadar uzanan bir Sancak Merkezi olmuş  ve Cumhuriyet´e kadar da Mutasarrıflarca yönetilmiştir. Cumhuriyetin ilanından  sonra ise Mart 1924´de yapılan idari yapılanmada genel valilikler kaldırılarak  bütün sancaklara vilayet adı verilmiştir. Dolayısıyla Maden, vilayet  halini almış ve valilerce yönetilmiştir. 1927 yılında yapılan idari düzenlemede  ise Elazığ iline ilçe statüsünde bağlanan Maden, bu tarihten sonra da  Kaymakamlar tarafından yönetilen bir merkez olarak günümüze kadar gelmiştir. 

       Cumhuriyet sonrası dönemde 1923 yılında Maden´e  mutassarrıf olarak atanan Ali Server bey (SUNER) Mart 1924´te Maden Sancağı´nın  vilayet olmasıyla, Maden ilinin ilk valisi olmuştur. Her ne kadar 1925 yılı  başlarında Maden İli´nin Piran Nahiyesi´nde vukuu bulan Şeyh Said Ayaklanması  esnasında görevini bırakıp Maden´i terk etmişse de resmi kayıtlarda görevini  Aralık 1925´e kadar sürdürdüğü görülmektedir. Daha sonra bu göreve Ahmet Rifat  VONA atanmıştır ve 1927 yılı sonuna kadar valilik görevini sürdürmüştür. Ahmet  Rıfat VONA, Maden İli´nin ikinci ve son valisidir.                1927 sonundaki düzenleme ile ilçe  statüsüne çevrilip Elazığ iline bağlanan memleketimizin adı bu tarihte  Erganimadeni´nden Maden´e dönüştürülmüş ve idari olarak günümüze kadar  Kaymakamlarca yönetilmiştir. İlçe sınıflamasında 4. derece büyüklükle  tanımlanan Maden´de 1927´den günümüze kadar 31 Kaymakam görev yapmıştır.

 

Kaynak: Madenliyiz.biz

Yayın Tarihi: 07.08.2024